7 Temmuz 2013 Pazar

ÖRGÜLÜ TOPUZ DENEMEK İSTER MİSİNİZ?




Eğer saçını toplu kullanmayı sevenlerdenseniz AnnaSophia Robb`un örgülü modelinden ilham alabilirsiniz

Örgülü topuzlar Hollywood`un bu sıralar en sevilen trendlerinden biri ve genç oyuncu AnnaSophia Robb da bu saç modelini kullananlardan. The Way, Way Backfilminin Los Angeles galasına katılan Robb, örgülü saçlarını Heidi misali toplayarak poz verdi. Saç modelinin güzel görünümünü kadar, sıcak yaz ayları için de harika bir seçenek olduğu gerçek. Robb`un saç stilisti John D. ilk olarak saçlar nemliyken volüm veren losyon kullanarak saça şekil vermeye başlamış. Saçlar kuruduktan sonra saçları yandan ayırarak bir tarafını sağ kulağa, diğer tarafını ise sol kulağa doğru balıksırtı modeliyle örmüş. John D, saçın arkada kalan kısımlarını da örgüye ekleyip, saçı enseye doğru örmeye devam etmiş. Saçın sağlam durması için firketelerden yardım almış ve saç spreyi ile sabitlemiş.


Kaynak: www.instyle.com.tr

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Sıkı Bir Vücuda Kavuşmak İsterken Kaslarınızı Kaybetmeyin




Tartı kilo kaybettiğinizi göstermesine rağmen halen 1 beden daralma olmamışsa, aksine vücudunuzda sarkma veya genişleme varsa, dikkatli olun! Bu durum kaliteli bir şekilde kilo vermediğiniz anlamına geliyor. Kaliteli kilo kaybı; az kilo kaybetmekle bile daha çok sıkılaşmak ve beden daralması demek. Zayıflamış ve ideal kilo ile yağ aralığına gelmiş kişinin kas durumunun da yeterli seviyede korunması veya artması durumu olarak nitelendiriliyor. Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Oya Yüksek, özellikle ideal kiloya yakın olan kadınların sadece estetik amaçla zayıflama diyetleri uygularken çok dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, "Her vücudun alması gereken belli bir kalori değeri, karbonhidrat-protein-yağ dengesi, vitamin ve mineral dengesi var. Bunlar yeterli alınmadığında çeşitli sağlık sorunlarının yanı sıra kas kayıpları oluşuyor. Kas kayıpları da vücutta ciddi sarkmalara neden oluyor. Dolayısıyla sıkı bir vücut ve çökmemiş bir yüz için diyet yaparken kas oranlarının mutlaka korunması şart"diyor.

 “36 bedene düşeyim” derken vücudunuz sarkmasın

Her vücut belli bir yağ, kas ve su oranına sahip. Ayrıca her vücudun belli bir kilo verebilme kapasitesi var. Eğer ideal kiloya yakınsanız, sadece estetik amaçlı diyet yaparken çok dikkatli olun! Çünkü "Fazla kilo vereyim", veya "34-36 bedene gireyim" düşüncesiyle yaptığınız düşük kalorili veya gelişigüzel diyetler kaslarınızda fazla kayba yol açabiliyor. Bunun nedeni ideal kiloya yakın bünyelerin ve ideal oranda kas ağırlığı olanların yağ oranlarının düşük olması. Israrla fazla kilo vermek istediğinizde yağ oranlarınız çok olmadığı için doğal olarak kaslardan ve vücudunuzdaki sudan kaybedersiniz. Kas kayıpları da; gevşek bir deri veya sarkmış bir vücut, zaman içinde tekrar alınan kilolar, yıpranmış organlar, değişmiş kan değerleri (yüksek kolesterol, düşük şeker gibi.) ve vücutta ağrıların oluşması gibi tablolar oluşturabiliyor ve birçok hastalığa davetiye çıkarabiliyor.

 Dikkat, bu diyetler kas kaybına neden oluyor!

· Metabolizmanın çalışabilmesi ve vücudun günlük fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için enerjiye ihtiyacı var. Ancak zayıflamak için kalori çok düşürüldüğünde enerji ihtiyacı karaciğerdeki ve kaslardaki şekerden sağlanıyor. Bu da uzun sürede kas kaybına yol açıyor.
· Aynı zamanda düşük karbonhidrat ile çok protein içeren diyetler de kas kaybıyla sonuçlanıyor. Bunun nedeni ise vücut enerjisiz kaldığı için kastaki depo şekeri kullanması.
· Yüksek karbonhidrat ile az protein de yine kas kaybına yol açan diyet türünü oluşturuyor. Çünkü kaslar protein yapısında oldukları için yeterli proteini sağlamak gerekiyor.

KASLARINIZI KORUMANIN 8 PÜF NOKTASI


Beslenme ve Diyet Uzmanı Oya Yüksek, diyet yaparken kasları korumanın püf noktalarını şöyle sıralıyor:

1. Kilonuz belli bir yerde sabitlenmiş ise zorlamayın: Her vücudun bir kilo eşiği var. Dolayısıyla ideal kilonuza yakınlaşmışsanız ve zayıflamanız durmuşsa diyetle zorlamayın. Kilonuz sağlıklı diyet uyguladığınız takdirde tekrar inmeye devam edecektir.

2. Proteinden vazgeçmeyin: Ne kadar sağlıklı protein alırsanız, o kadar sağlıklı kaslara sahip olursunuz. Ayrıca kaliteli kilo kaybedersiniz. Her gün mutlaka bir öğün et grubu tüketin.

3. Bitkisel proteinleri ihmal etmeyin: Kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bitkisel proteinlere diyetinizde haftada 2-3 kez mutlaka yer verin.

4. Ekmeksiz öğün geçirmeyin: Tam buğday, tam tahıllı veya çavdar türü ekmek tüketin. Ekmek yerine arada bulgur pilavı, kepekli makarna veya yağsız çorba yiyebilirsiniz. Ancak unutmayın ki bunlar birbirinin yerine geçseler de kan şekerlerimizi dengeleme oranları aynı değil. Dolayısıyla zayıflamaya eşit oranda yardımcı olmuyorlar.

5. Çok düşük enerjili (kalorili) diyetler yapmayın: Aralarda 1-2 gün yapılabilirsiniz ama bu süreyi uzatmamaya özen gösterin.

6. Tek tip ve monoton beslenmeyin: Aralarda değişiklikler yapın. Kahvaltı öğünlerinin içeriğini haftada birkaç kez değiştirmeniz bile kilo kaybını kolaylaştırır. Örneğin kahvaltıya yumurta eklemek, ertesi gün tost yemek, arada yulaf ezmesi eklemek gibi...

7. Kalori değerlerini sürekli değiştirin: 1 hafta boyunca aldığınız kalori değerlerini sürekli değiştirerek metabolizmanızı şaşırtın. Örneğin bir gün 1500 kaloriyle beslendiniz, 1-2 gün bunu 1200’e düşürün, sonra araya sütlü tatlı veya sevdiğiniz bir yemeyi ekleyerek kaloriyi hafif yükseltin.

8. Sindirim probleminiz varsa mutlaka çözün: Çünkü kabızlık karın şişkinliği, gaz problemleri ve ödem sorunlarını yaratıyor. Bu da ne kadar diyet yapılırsa yapılsın kilo kaybını zorlaştırıyor.

Düşük kalorili diyetler hangi sorunlara yol açıyor?
· Bağışıklık sisteminin bozulması,
· Hastalıklara sık yakalanma,
· Depresyon,
· Beyin fonksiyonlarında bozulma,
· Demir eksikliği,
· Osteoporoz,
· Bozulmuş kan şekerleri ve insülinleri,
· Düşük tansiyon,
· Sağlıksız cilt, saç, tırnak,
· Genel olarak sağlıksız bir görünüm,
· Adet düzeninin bozulması,
· Tiroit hormonlarının aktifliğini yitirmesi,
· Yüksek kolesterol,
· Böbrek ve karaciğerdeki yüklerin artması. 



Kaynak: www.acibadem.com.tr

4 Temmuz 2013 Perşembe

Göğüs Büyütmek İçin Bitkisel Bir Yöntem : Çörek Otu Yağı ;))



Doğal yöntemlerle yüz dolgunlaştırma serüvenimde Aktarın tavsiyesi doğrultusunda tanıştım çörek otu yağı ile. Aktar, her akşam yüzüme sürüp 2 saat beklettikten sonra yıkamamı önermişti..Kullanmadan önce her zaman ki gibi kullanan var mı, işe yarıyor mu araştırması yaparken bir de ne göreyim! Daha önce gözümden kaçan bu çörek otu yağının ne harika faydaları varmış :) Mesela göğüs büyütmek. Bir çok yazıda çörek otu yağının süt bezlerini geliştirdiği için göğüsleri dolgunlaştırdığı ileri sürülüyor. İlk kullanımda farkı hissedenler, göğüslerinin bir ayda 2-3 cm büyüdüğünü iddia eden arkadaşlarımız bile var.. (Paylaşımları için arkadaşlarımıza çok teşekkürler :)

Merak ettim ve yüzüm ile birlikte göğüs çevresine de (uç kısımlara temas etmeden) hafifçe masaj yaparak sürdüm. Sonuç, yüzü pürüzsüzleştiriyor, yağlanma yok ve evet sanki göğüslerde de değişiklik var gibi (belki de psikolojik :) Yüz için bir süre daha kullanmayı planlıyorum, bakalım..

Not: Alerji yapabilir, doktora danışmadan denemeyin.