31 Mart 2012 Cumartesi

Leptin Hormonu İştah Kesiyor!

Bir süredir zayıflama deneylerinde kullanılan leptin hormonunun, şişmanların iştahını kesmekte kullanılabileceği açıklandı.

ABD nin Los Angeles kentindeki Semel sinir bilimleri enstitüsü uzmanları, genetik bozukluk yüzünden organizmaları leptin üretmeyen üç şişmanın yüksek kalorili yemekler karşısındaki iştahını kesebilmek amacıyla kendilerine leptin zerk ederek gözlemde bulundu.
Deneklere burger, pizza, kızarmış tavuk gibi ağızlarını sulandırıcı yemekler gösterildi ve o sırada kendilerine leptin zerk edilirken beyin faaliyetleri manyetik rezonans (MR) tekniğiyle görüntülendi. Bu deney leptinli ve leptinsiz olarak tekrarlandı ve MR sonuçları kıyaslandığında, leptin enjeksiyonunun açlık hissini ve iştahı azalttığı belirlendi. Hormon yokken, yemek resimleri açlık hissini artırıyordu. Profesör Edythe London, bu sonuçların, obezite ve diğer metabolizma sorunlarının tedavisinde yeni yöntemler geliştirilmesinin yolunu açabileceği yorumunu yaptı.İştahınızı Kesmek İçin Leptin Hormonu

Kepeklerden Kurtulmak

Uluslararası bilim adamları ekibi, kepeğe neden olan mantarın (fungus) genetik şifresini çözmeyi başardı.



Malassezia globosa adı verilen bu mantarın gen yapısının ayrıntılı biçimde bilinmesinin, bu sorunun ortaya çıkmasını engelleyecek daha etkili tedaviler geliştirilmesinde yardımcı olması bekleniyor.
İnsan cildinde yaşayan ve beslenen bu mantarın kaşınmaya ve duruma bağlı olarak pul pul dökülmeye neden olduğunu belirten araştırmacılar, insanların yarısının kepek sorunu bulunduğunu ve erkeklerin daha fazla bu soruna maruz kaldığını kaydediyor. Proctor and Gamble firmasının desteğiyle yürütülen ve Amerikan Ulusal Bilimler Akademisinin bilimsel yayınlarında yayımlanan araştırmaya katılan bilim adamları, insan kafasında ortalama 10 milyon globosa mantarı bulunduğunu belirterek, genetik olarak mayayla bağlantılı olan bu fungusun, ciltte bulunan sebase bezlerinin salgıladığı yağ, diğer bir deyişle cilt yağıyla beslendiğinin altını çiziyor.
Yağ ve yağ üreten ölü hücrelerin kalıntılarından oluşan cilt yağı (sebum), saçın ve cildin korunmasına ve su geçirmez olmasına yarıyor, kurumasını, çatlamasını önlüyor. Şifresi çözülen globosa mantarının sadece 4 bin 285 genden oluştuğu ve insan gen sayısının 300 de biri sayısına sahip en basit organizmalardan biri olduğu anlaşılırken, bu mantarın, yaşam için temel olan kendi yağ asitlerini üretme yeteneği bulunmadığı ve bu nedenle insan cilt yağına bağımlı olduğu belirlendi.
Araştırmacılar, bu fungusun lipase adlı bir enzim üreterek kepeğe neden olduğunu, mantarın sebumu (cilt yağını) parçalamak için lipase adlı enzimi kullandığını ve böylece oleik asit denilen bir madde ürettiğini tespit etti. Bunun derinin en üst katmanına girdiği ve deri hücrelerinin hassas ciltlerde daha hızlı bozulmasını tetikleyerek kepeğe neden olduğu ortaya çıktı. Fungusun sekiz çeşit lipase ürettiği ve bunların her birinin proteininin yeni kepek tedavisi ilaçları geliştirilmesi için hedeflenebileceği düşünülüyor.
Araştırmacı Dr Thomas Dawson, bu mantarın gen haritasının çıkarılmasının, mantar ile insan etkileşimini anlayabilmek için harika fırsatlar yarattığını söyledi. Bilim adamları, 5 yıl önce globosa mantarının kepeğe yol açtığını keşfetmişti. Ancak bu ana kadar üretilen medikal şampuanlar, mantar enfeksiyonunu kontrol altına alırken, yüzde 100 sonuç alamıyor. Kepek Sorunun Çözümü Bulundu

Kadınlar için risk çok daha fazla!

Çin de yapılan bir araştırma, sigara içen kadınlarda, amfizem ve kronik bronşit gibi akciğer hastalıkları görülmesi riskinin erkeklere göre daha fazla olduğunu ortaya koydu.



Nanjing Tıp Üniversitesi nden Dr. Fei Xu, akciğer hastalıklarının Çin de ikinci sıradaki ölüm nedeni olduğunu kaydetti.

Araştırma kapsamında çeşitli akciğer hastalıkları olan 1743 kişi ile aynı sayıdaki sağlıklı insanın verileri karşılaştırmalı olarak incelendi. Araştırmada, incelenen erkeklerin yüzde 50 sinden fazlasının, kadınların ise yüzde 5,3ünün sigara içtiği kaydedildi.

Araştırmada, az sayıda sigara içenlerdeki hastalık riskinin yüzde 40, orta dereceli içicilerde yüzde 55, ağır içicilerde ise yüzde 77 daha fazla olduğu saptandı.

Kadın sigara kullanıcılarının ise erkeklere göre yüzde 20 daha fazla risk taşıdıkları belirlendi. Bilimadamları, hastalık riskinin kadınlarda fazla olmasının nedeninin henüz bilimsel olarak ispatlanmış bir nedeni olmadığını belirttiler.Kadınlar Daha Fazla Risk Altında !

Kafein Düşük Riskini Artırıyor!

ABD de yapılan bir araştırmaya göre, her gün içilen iki kahve düşük yapma riskini iki katına çıkarıyor.
Gebelikte fazla kafeinli içecekler tüketmenin düşük yapma riskini artırdığı bildirildi. ABD nin önde gelen Kaiser Permanente tıp merkezinden Dr. De-Kun Li ve ekibinin yaptığı araştırma, daha önce yapılan benzer araştırmaları doğrulayarak, kadınların hamilelikte fazla kafeinli içecek tüketimine son vermelerini öneriyor.

2 yıl süren araştırmaya, gebeyken de kafeinli içecekler tüketmeye devam eden 1063 kadın katıldı. Gebelikte günde en az iki fincan kahve ya da 5 kutu kafeinli soda (200 miligram kafein) içen kadınların düşük yapma riskinin kafeinli içecekler tüketmeyenlere göre 2 kat, günde 200 miligramdan az kafein tüketenlerin ise düşük yapma riskinin kafeinli içecekler tüketmeyen kadınlara göre yüzde 40 fazla olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar, çay, soda ya da sıcak çikolata tüketiminin de düşük riskini artırması nedeniyle kahvedeki diğer kimyasal maddelerden çok tek başına kafeinin düşük riskini artırdığını belirttiler.

Daha önce aynı konuyla ilgili yapılan araştırmalardan farklı olarak bu araştırmaya gebelikte kafein tüketmeye devam eden kadınlar katıldı. Bundan önceki araştırmalara katılan bazı kadınlar gebelikte rastlanan mide bulantısı ve kusma şikayetleri nedeniyle kafein tüketmeyi bırakıyordu.

Panik Atak Ve Belirtileri

Her geçen gün daha çok insanı pençesine alarak gündemden düşmeyen bir hastalık olan panik atak aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan bir özelliğe sahiptir. İşte Panik Atak hastalığının 13 belirtisi:
Toplum genelinde insanların yüzde kaçı hayatından memnun ve mutlu konulu bir araştırma yapılsa sonuç çok iç açıcı olmaz herhalde

Hayatın zorlukları yaşanan olumsuzluklar insanları bazen savunmasız ve güçsüz bırakabiliyor. Bu dönemi zaman zaman hepimiz yaşamışızdır, yaşamaya da devam ediyoruz. Böylesi durumlarda insanlar depresyon geçirebiliyor ya da farklı psikolojik hastalıklara yakalanabiliyorlar. Ne yazık ki birçok insanın hayatını zorlaştıran ve son günlerde sıkça duymaya başladığımız panikatak da bu hastalıklardan biri.


Panik Atak nedir?

Panik atak, başta panik bozukluk olmak üzere birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda görülen yoğun korku, kaygı, yoğun endişe karışımı bir nöbettir. Panik atak aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan bir özelliğe sahiptir.

Panik atağın belirtileri nelerdir?

1- Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması

2- Terleme

3- Titreme yada sarsılma

4- Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları

5- Soluğun kesilmesi

6- Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi

7- Bulantı ya da karın ağrısı

8- Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma

9- Derealizasyon (gerçek dışılık duygular) ya da deparsonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma)

10- Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu

11- Ölüm korkusu

12- Paresteziler (uyuşma ya da karıncalaşma duyumları)

13- Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

Panik atak ile ilgili bilinmesi gereken gerçekler nelerdir?

Panik bozukluğu bir kalp rahatsızlığı değildir.

1- Panik bozukluğu ölüme yol açan bir hastalık değildir.

2- Panik bozukluğu bir akıl hastalığı değildir.

3- Panik atağı sırasında insanların öldüklerine, delirdiklerine ya da kontrol dışı davranışlarda bulunduklarına ilişkin hiçbir tıbbi bilgi yoktur.

4- Panik atak insanı hem duygusal yönde hem de bedensel anlamda aşırı derecede zorlayan bir yaşantıdır fakat bunu yaşayan bilir ve dışarıdan anlaşılmaz.

5- Panik atak sırsında yaşanan nefes alma sorununu aşmak için yapılan en büyük hata hızlı nefes alıp vermektir. Oysa o daha yorucudur, yapılması gereken derin ve sakin nefes almaktır.

6- Atak geçireceğim diye dışarı çıkmaktan, kalabalık yerlere gitmekten korkmayınız. Bu konudaki temel davranışınız hastalıktan önce neleri yapabilmekteyseniz onları yapmayı sürdürmek olacaktır.

7- İlaç tedavisi panik atakları azaltmak için etkilidir ama sadece ilaç yeterli değildir. Bunun yanında eğer psikoterapi alırsanız sorunla başa çıkmayı öğrenmiş olursunuz.

8- Tedavi içerisinde bile atakları yaşamaya devam edebilirsiniz, ama nasıl engelleyebileceğinizi öğrenmiş olduğunuzdan daha hafif atlatacaksınızdır.

9- Atak başladığında belirtilerin en yoğun yaşandığı süre 10 dakikadır. Sağlık kuruluşlarına gitmeye çalışsanız bile vardığınızda geçmiş olacaktır. Unutmayın fizyolojik değil psikolojik bir rahatsızlıktır.


Panik atak hastalığının tedavisi mümkün müdür?

Panik atak tedavisi mümkün bir hastalıktır. Hastaya önce hastalığı nasıl kontrol edebileceği öğretilmektedir. Bunu başarabilen hasta ilerleyen zamanlarda panik atağı tamamen hayatından çıkarabilmektedir.

Panik atak tedavisindeki en büyük sorun hastanın fiziksel bir rahatsızlığı olduğuna inanması ve bu nedenle psikolojik desteği geç aramasıdır. Yapılan araştırmalar, panik atak tanısı konulan hastaların yüzde yetmişinin hastalığın ne olduğunu bulmak için en az 10 doktora gittiğini göstermektedir. Birçok defa tam sağlık denetimi ve gerksiz birçok ilaç kullanmış olan hasta doğru yere geldiğinde panik atak teşhisi koymak ise kolay olmaktadır.

Sadece psikiyatrsitler tarafından tedavi ve dönem dönem ilaç kıullanılmasınıda gerektiren tedavi aşamasında hastanın doktoruna güvenmesi çok önemlidir. Güven duyulan ve rahat hissedilen bir uzmana gidilmesi tedavi sürecini hızlandırabilmektedir.

Tedavi sırasında nefes ve rahatlama egzersizleri, atağın üstüne gitme teknikleri ve kas gerginliğini yok etmeye yönelik alıştırmalar hastaya öğretilmekte ve uygulanmaktadır.Panik Atağın 13 Belirtisi, 9 Özelliği

Sigara İçmek Kadınların Ömrünü Azaltıyor!



Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Koleji (ACOG)'nin raporuna göre, sigara, kadınların yaşamından 14,5 yıl çalıyor.

Amerika'daki her beş kadından birinin sigara içtiği belirtilen raporda, Amerika'daki yaklaşık 438 bin kadın ve erkeğin, aktif ve pasif sigara içmesinden dolayı erken öldüğü açıklandı. Dr. Sharon Phelan, "Sigara içmek kadınların yaşam sürelerini ortalama 14,5 yıl azaltıyor. Sigaranın kadınlar üzerindeki kanıtlanmış hasar verici etkileri çok kapsamlı." dedi.Sigara İçen Kadınların Ömrü 14,5 Yıl Azalıyor

29 Mart 2012 Perşembe

Spor ve Beden Eğitimi Arasındaki Farklar

Beden eğitimi insan bütününü oluşturan ruhi zihni ve fiziki unsurların yaşın ve genetiğinin gerektirdiği beden gücüne ulaşmak için farklı aktivite ve oyunlarla yapılan faaliyettir.
Spor ise vücudun gücünü arttıran, fiziki kapasiteyi geliştiren, bu gelişen kapasiteyi form da tutan ve devamlılığını sağlayan uğraştır.Bir programa bağlı yaşa uygun ve sürekli yapılan spor faaliyetleriyle yüksek moral ile yaşamak mümkündür.


Spor yapmadan geçirilen yaşam sürecinde fiziksel faaliyetler geriler. Ruhsal bulanımlar başlar. Boş zamanlarda iyi olmayan davranışlar ortaya çıkar. Kötü alışkanlıklar kazanılmaya başlanır.

Spor yapmaktaki birkaç amaç: tembelliği ve miskinliği yenmek, ilgi duymayı arttırmak, stresten kurtulmak, vücudu geliştirmek, fazla enerjiyi harcamak, boş zamanları değerlendirmek, dolaşım sistemini normal değerlerinde tutmak, vücudu aşırı güç sarf edeceği çalışmalara hazırlamak, refleksleri geliştirmek, kasların kasılma süresini azaltmak, spor oyunlarını beceri hainle getirmek ve uygulamaktır.

Yürümek, koşmak, tırmanmak bisiklet binmek bireysel sporlardır. Bu sporlar her yerde yapıla bilir. Açık havada egzersiz yapmak, yüzmek ve oyun oynamak spor için yeterli bazı uğraşlardır. Evde kendi başınıza 5–10 dakika egzersiz yapmak çok faydalı bir spordur.

Sıkı bir Beden için Egzersiz!

Sürekli ve programlı olarak yapılan egzersizler ve sağlıklı belenmekle gerekli dinlenme dönemine maruz kalan kas hücreleri, hipertrofik bir gelişme izler. Kas protein sentezinde bir düzelme ve bu proteinlerin kaslara etki etmesi, kasların gelişmesini sağlayan bir etki yaratır.

Aktin ve miyosin miktarındaki artış, daha şiddetli güç vuruşlarına eşlik ettiği için vücuttaki kaslar daha şiddetli kasılır. Kas gücünün geliştirilmesinde sinirsel bağlantılar önemli bir yere sahiptir. Sinirsel bağlantılar daha fazla kas hücresinin harekete geçme yeteneğini gösterir.



Ne kadar fazla kas hücresi faaliyete geçerse, o kadar fazla güç vuruşu meydana gelir. Devamlı ve programlı bir şekilde yapılan egzersiz, kas kuvvetini yükseltme bağlamında, sinir ve kaslarda değişikliklere neden olur.
Bilinçsizce ve ısınmadan yapılan egzersiz kaslarda yırtılmaya neden olur. Isınan kas daha fazla gerilebilir ve bunu ötesinde daha hızlı kasılabilir. Isınma, andürans, dayanıklılık, sürat, sıçrama, esneme, kuvvet yeteneği gibi unsurları arttırır. Soğuk bir kas ise nispi alarak serttir ve ani esneme, hızlı hareketlerin neden olduğu gerilimi arttırır.Kasın elastiki unsurları, dış gerilimlere uyumu sağlanmadığında ise kas kopacaktır.