13 Eylül 2012 Perşembe

Anti-aging ve Antioksidan Kavramları



Son beş yıldır hayatımıza fazlasıyla dahil olan iki kavram anti-aging ve antioksidanlar:

Anti – Aging
Anti-aging tam zamanlı bir kavram. Kişinin tüm yaşam süresini, uyanık yada uykuda tüm gününü, istemli yada farkında olmadan yaptığı veya yapmadığı; yediği, içtiği veya yiyip içmediği her şeyle, kısacası yaşam stili ve alışkanlıklarıyla ilgileniyor. Bir yandan herkesin değiştirmesi gereken kötü alışkanlıklarını engellemeye, daha yararlı davranış biçimlerini kazandırmaya çalışırken; diğer yandan kişiye özel önlemler ve önerileri ortaya çıkarıyor. Günümüzde kişisel tıp dediğimiz bu uygulama tahmin edeceğiniz gibi iyi bir soruşturma, detaylı bir fizik muayene, geniş bir laboratuar incelemesinin ışığında şekilleniyor ve sonrasında kişiye özel destekler ve tedaviler oluşturularak temel hedefe varılmaya çalışılıyor. Yani, hastalanmamak, uzun ve sağlıklı yaşamak. Bunu sağlamak için yalnızca yaşam stilini ideal ölçütlere getirmek yetmiyor tabii ki. Genel yada kişisel metabolizma özelliklerine bağlı olarak veya yaşlılıkla yada hastalıklarla kaybettiğimiz gerekli bazı maddeleri ideal miktar ve düzenleriyle geri almak ve bunu sürdürmek gerekiyor. Son derece karmaşık bir makine düzeninde çalışan vücudumuzun neye ne kadar ihtiyacı olduğunun ve bunun nekadar alınacağının kararını hekimlere bırakmak gerektiği akıldan çıkarılmadan elbette.
Antioksidanlar

Yaşamımız boyunca mükemmel işleyişine akıl sır erdiremediğimiz vücudumuz belli bir yaştan sonra ihanet eder ve toksit maddeler, cildin kolejen tabakasını tahrip eden serbest radikaller ve karbon monoksit gibi zararlı gazlar oluşturarak yaşlanma sürecini başlatır. Bitkilerdeki bazı vitaminlerin bu süreci azaltıcı etkisi vardır. Bir nevi vücuttaki paslanmayı giderirler. Hakkında uzun süredir araştırmalar yapılan, kongreler düzenlenen söz konusu vitaminler, geçtiğimiz yıllarda bir başlık altında toplanmış ve anti-oksidan (paslanmayı geciktirici) adını almıştır.

“ Haziran 2008, International journal of Biomedical Science da yayınlanan makalede serbest radikallerin hem vücudun kendi metabolizması sonucu hem de sigara dumanı, hava kirliliği, ilaç kullanımı, radyasyon, aşırı egzersiz gibi dış kaynakların etkisi ile oluştuğu gözlenmiştir. Bu oluşumun çokluğu vücutta oksidatif strese neden olmakta ve bu süreç kanser, otoimmünhastalıklar, yaşlanma, katarakt, romatoid artritkardiyovasküler ve nörodejeneratif hastalıklar gibi kronik ve dejeneratif hastalıkların gelişmesi ile ilişkilendirilmektedir.

E vitamini, C vitamini, Beta Karoten, Selenyum ve Flavonoidlerin antioksidan etkilerinin anlatıldığı derlemede, diyet yolu ile alınan antioksidanların pek çok hastalığa sebep olabilenoksidatif stresi nötralize edebileceği belirtilmiştir.” *

* Referans: Lien A, Hua H, Chuong P. Free RadicalsAntioxidants in Disease and HealthiInt JBiomed Sci vol. 4 no. 2 June 2008

0 yorum:

Yorum Gönder